Belgesel

Biliyoruz ki, tohum düştüğü toprakta yetişir, belgesellerde toprağın gelişiminin en yakın şahitleridir.

Belgesel kelimesinin çağrışımı her kişide farklı duyguları uyandırmaktadır. Bu uyanış bağlayıcı niteliklerin mimarı olsa da biliyoruz ki izlenilmeyen her belgesel bilginin ışığını söndüren bir karanlıktır. Çünkü belgeseller, gerçek bir olayın ya da bilmin insanlık ile buluştuğu andır. Kimisi tarih, kimisi doğa, kimisi de bilimsel kanıtların gerçekliği ile buluşmak ister. Bu buluşmanın aracılığını ise renk sinema tv üstlenir.

Belgesel filmler, çağın gerçekliğinden beslenen bir film türü olarak literatürdeki yerini almış olsa da bu filmler her şeyden önce kendine özgü bir amaç, dil ve yapı taşımak zorundadır. Bu yapı belgesel tarihinin başlangıcından bu yana süregelse de teknoloji ile bütünleşen belgesel filmlerde estetik ve teknik değişimlerin ayrımı gözle görünür ölçüde fark yaratmaktadır. Kaçınılmaz gerçekliğin teknoloji ile buluştuğu noktada en anlamlı yapılar ortaya çıkar fakat bu yapılar; bilginin, tecrübenin ve teknik yeterliliğin ürünü olmaktan öteye geçemez. Tıpkı; Kaan Demirel’in kaleminden dökülen ‘Ninemin Hikayesi’nde olduğu gibi...

Gerçekliğin tecrübe ile bütünleştiği noktada bilgi dünyanızın feneri olurken, profesyonel kadromuzun da deneyimsel lokasyonu oluşur.

Biliyoruz ki, tohum düştüğü toprakta yetişir, belgesellerde toprağın gelişiminin en yakın şahitleridir.

Belgeseller: Bir İnsanlı Suçu TERÖR - Anadolu'da Selçuklu Mirası - Ninemin Hikâyesi- Karadeniz Çepnileri-  Gök Kubbeye Ses Verenler